Türkçe'deki Erozyon

Bir millet ordusunu, hatta devletini dahi kaybedebilir; fakat dilini saklamışsa, hâlâ yaşıyor demektir. İşte dil, bu kadar önemlidir.

       Dilimizde hiçbir sorun olmadığını, her şeyin yolunda olduğunu düşünüyorsanız, olan bitene bir de benim gözümden bakın derim. Konuya ilk önce İngilizce hastalığından girmek istiyorum. İngilizce şu an öyle bir duruma geldi ki, özellikle gençlerimiz tamamen Türkçe konuşurken araya ingilizce kelime sıkıştırıyor ve bunu ''modern olmak'' ya da ''farklı olmak'' adı altında yapıyorlar.

       Örnek verecek olursak: Mp3, mp4, m4a1, m4a4 gibi kelimeler gençlerimizin hayatının her yerinde. Fakat ciddi bir sorun var. Bu kelimelerin çoğu yarısı İngilizce, diğer yarısı ise Türkçe okunuyor. Mp3'ü ele alalım. Gençlerimiz bu kelimeyi okurken ''em pi üç'' diye okuyor... Peki neden? O an İngilizce konuşmak istiyorsan kelimeyi tamamen İngilizce yani ''em pi tıri'' diye okumak gerekiyor ya da kendi dilinde, yani Türkçe okumak istiyorsan ''me pe üç'' diye tamamen Türkçe okumak gerekiyor. Daha fazla da örnek verebilirim. Günümüzün güncel oyunlarında sıkça adı geçen bir kelime de ''m4a1''. M4a1'i okurken ise ''em dört a bir'' diye okuyorlar... Peki neden? O an İngilizce konuşmak istiyorsan kelimeyi tamamen İngilizce yani ''em for ey one'' şeklinde ya da Türkçe okumak istiyorsan ''me dört a bir'' şeklinde tamamen Türkçe okumak gerekiyor. Şimdi bu yapılan saçma okuma tarzının farkında vardıysanız, Türkçe elden gidiyor desem abarttığımı düşünmezsiniz değil mi? Türk Dil Kurumu'nun acilen bir ekip oluşturarak sosyal medyaya, günümüzdeki oyunlara sokması lazım; çünkü Türkçeleştirilmesi gereken o kadar kelime var ki... Tabii ki bu konunun ciddiyetini daha iyi anlamak için Oktay Sinanoğlu'nun ''BYE BYE Türkçe'' kitabını okumak gerekiyor. Oktay Sinanoğlu bu sorunu yıllar öncesinden görerek bu kitabı yazmış. Mesela ben ''BYE BYE Türkçe'' kitabının Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, okullarda ders kitabı olarak okutulması taraftarıyım.


       Benim gibi doksanlarda çocuk olanların çok iyi bildiği bir şeyden bahsedeceğim. O zamanlar bizim nesle farklı gelen şeyler vardı. ''K ve g'' harfleri yerine ''q'', ''v'' harfi yerine ''w'', ''ben'' yerine ''bhen'', ''ya'' yerine ''yha'' kullanmak gibi. Günümüzde bile tamamen Türkçe olan matematik derslerinde ''m'' harfini ''me'' diye değil de, ''em'' diye okutuyorlar. Üstelik ders tamamen Türkçe iken... Ya da ''f'' harfini ''fe'' diye değil de, ''ef'' diye. Hele bir de kişi tamamen Türkçe konuşurken ''h'' harfi ile ilgili bir şeyden bahsedeceği zaman ona ''he'' değil de, ''haş'' demiyor mu, ne kadar sinirlendiğimi anlatamam!

        Peki bu daha sorun mu? Ben günümüzde tanıştığım neredeyse hiçbir gencimizin düzgün Türkçe yazamadığını fark ediyorum. Özellikle de şu ''ünlü ve fenomen'' unvanı almış insanların... Hiç yazım kuralları bilmeden büyüyen nesillerimiz var. Abarttığımı sanmayın, bu çocuklar noktalama işaretlerini dahi  kullanmayı bilmiyor! Bu ülke zorunlu 12 yıl eğitim veriyor fakat gençler, kendi dilinde yani Türkçe yazamıyor... Dil konusunda umursamadığınız, küçümsediğiniz her sorun kar topu etkisine bağlar ve ileride önü alınamaz. Dilimizi korumak zorundayız!

Türkçe konuşurken araya İngilizce kelimeler sıkıştırmak; haysiyetsizliğin ve karaktersizliğin bir göstergesidir.

Oktay Sinanoğlu


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cehennemi Satın Almak

Türkçe'de En Çok Hata Yapılan Kelimeler

Derdi Olan Neylesin?